"Toplumun İyileşmeyen Yarası" ÇOCUK İSTİSMARI
- yarenistemihan
- 5 Haz 2020
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Haz 2020
“Çocuk” dendiğinde aklınıza ilk ne geliyor? Kırılganlık? Masumiyet? Yarım insan?
Ceza Kanunun 6. Maddesine göre, “çocuk” başka suretle ergin olmuş olsa bile henüz 18 yaşını doldurmamış kişi olarak tanımlanıyor. Başka bir tanıma nazaran ise"çocuk zihinsel, fiziksel ve ruhsal yönden tam bir olgunluğa erişememiş toplumdaki rol ve görevlerini hemen hemen öğrenmekte olan bakıma ve eğitime gereksinim duyan birey" olarak belirtiliyor(Bülbül ve Doğan, 2016).
Çocukların bir de Çocuk Hakları Sözleşmesi var. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1995 tarihinde ülkemizde yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme, çocuğun birey olma hakkının tanınmasının yanı sıra, çocukların hak ve özgürlüklerini koruma ve çocukların kendileriyle ilgili verilen kararlarda söz hakkına sahip olması için oluşturulmuştur (Müftü, 2013). Dahası, UNICEF Çocuk Hakları Sözleşmesinin tam anlamıyla uygulanabilir olması için 4 temel ilkeden söz eder. Bu ilkelerden söz edecek olursak, bunlar çocuğa ayrımcılık yapmama, çocuğun üstün yararı, çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlamak ve çocuk katılımıdır. Bu ilkelerin tamamı çocuğun yaş, ırk, cinsiyet veya diğer faktörleri gözetilmeksizin ancak ve ancak eşit muamele görmesiyle sağlanır.
Geçmişten günümüze çocuklar savunmasız oldukları için birçok konudaeşitsizliğe maruz kalmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi her ne kadar kapsamlı ve uluslararası bir sözleşme olsa da Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ulaşamadığı birçok çocuğun olduğunu söylemek mümkün. İşte belki de aralarında en büyük haksızlığa uğrayan, sebebi olmaksızın en fazla acıya maruz kalan gruplardan birisi; istismara uğrayan çocuklar.
Bayraktar (2015) İnsanlığın Kanayan Yarası Çocuk İstismarı kitabında, “Çocuk istismarı” tanımının ilk kez bir röntgen uzmanı olan CAFFEY tarafından 1946 yılında vücudunda hasar oluşan çocuklar için yapılmış olduğunu belirtmektedir. Helfner ve Kempe (1972)'ye göre ise çocuk istismarı; “Anne, baba ya da çocuğun bakımından sorumlu kişilerin giriştiği eylemler sonucu çocukların kasıtlı olarak zarar görmesidir [CNG3108- Gümüş, 2018].”
Bu tanım yetişkinlerin ve çocuğun istismar ve şiddet olarak algılamadığı tutumları da içine almaktadır. Çocuk istismarında önemli bir kelime olan “kasıt” kaza sonucu olmayan, bir defa ortaya çıkmayan anlamlarına gelmektedir.
Sağlık Bakanlığının tanımına göre "çocuk istismarı; bedensel, psikolojik ve cinsel gelişimin henüz tamamlanmadığı 0-18 yaş dönemindeki çocukların, kendilerine bakmakla mükellef olan kimseler ya da diğer yetişkinler tarafından kazara olmayan fiziksel, duygusal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini engelleyen ya da beden ya da ruh sağlıklarına zarar veren durumlarla yüz yüze bırakılmasıdır."
Çocuğun çocuk istismarında risk faktörleri arasında yaşının küçüklüğü, cinsiyeti, gelişimsel geriliği, istenmeyen gebelik sonucu doğması, ruh sağlığı sorunlarının olması, üvey olması, sevilmeyen bir yetişkin ile benzerliklerinin olması, farklı fiziksel özelliklerinin olması gibi etkenler rol oynayabilmektedir [CNG3108-Gümüş, 2018].
Çocuk istismarı tamamına yakın bir olasılıkla çocuğun ebeveynleri tarafından yapılmaktadır (Kara, Biçer ve Gökalp, 2004).
Ailenin çocuk istismarında risk faktörleri arasında, anne ve/veya babanın alkol ya da madde kullanıyor olması, düşük eğitim seviyesi, anne ve/veya babanın çocuk istismar geçmişinin olması, düşük ekonomik seviye, anne ve/veya babanın sürekli çatışması, anne-babanın zorla evlendirilmiş olması, yaşlarının çok büyük veya çok küçük olması ve aile kültüründe duygusal ve fiziksel şiddetin var olması bulunmaktadır (Bayraktar, 2015)
İstismara uğramış çocukların, yetişkinlik zamanlarında travma sonrası stres bozukluğu, intihar girişimi, depresyon, saldırganlık ve dürtüsellik gibi olumsuz etmenler görülebilmektedir (Keser, Odabaş, Elibüyük, 2010).
Eklemek gerekirse, çocuk istismarı türleri fiziksel istismar, duygusal istismar, cinsel istismar, olmak üzere 3'e ayrılmaktadır.
Fiziksel İstismar
Sağlık Bakanlığı fiziksel istismarı şu şekilde tanımlamıştır;
"Fiziksel İstismar; çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine veya onuruna zarar veren ya da zarar verebilme olasılığı yüksek, kasıtlı fiziksel güç kullanılmasıdır."
En açık belirtilere sahip ve belirlenmesi en basit istismar türü olan fiziksel istismar bir kulak çekmeden başlayıp çeşitli aletlerin kullanılmasına kadar uzanan davranışlar bütününü içerir [CNG3108- Gümüş, 2018].
Fiziksel istismar uygulanma şekli aletli ve aletsiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Aletsiz fiziksel istismar: alet kullanmadan çocuğa uygulanan şiddet davranışlarını içermektedir. Tokat atmak, yumruk atmak, boğazını sıkmak bu istismar şekline örnektir.
Aletli fiziksel istismar: alet kullanarak çocuğa uygulanan şiddet davranışlarını içerir. Kemer, ütü, sıcak su, bıçak gibi aletlerle çocuğa uygulanan istismar şeklidir.
Bayraktar (2015)'e göre 0-3 yaş arası çocuklar, fiziksel olarak savunmasız olabilmeleri sebebiyle fiziksel istismara en fazla uğrayan yaş grubudur.
Kasıtlı olan fiziksel istismar genellikle çocuk anne-babası tarafından cezalandırıldığında veya anne-baba kontrolünü kaybettiğinde oluşmaktadır. Fiziksel istismarın en yaygın şekli dövme şeklinde görülür. Kanıtı ise ebeveyn tarafından nasıl meydana geldiği şüpheli bir şekilde açıklanan morarmalardır (Kara, Biçer ve Gökalp, 2004).
Fiziksel istismarın davranışsal ve duygusal belirtilerini incelediğimizde çocuğun cezalandırılmayı hak ettiği yönündeki inancı, ebeveynlerinden korkma, eve gitmekten korkma gibi belirtileri gözlemleyebiliriz [CNG3108- Gümüş, 2018].
Şiddeti öğrenen çocuk yetişkin olduğunda kendi hayatında işleri çözebilmek için şiddete başvurmaktan kendini alıkoyamayabilir. Bu döngü ne yazık ki hiç durmaksızın devam eder.
Duygusal İstismar
“Baban gelince görürsün! Bende gider başkasının annesi olurum! Seni doğuracağıma taş doğursaydım! Beni seviyorsan yemeğini ye! Bak susmazsan seni kötü adamlara veririm! Keşke erkek olsaydın!”
Bir anne veya baba kendi istediğini yapmayan çocuğuna kasıtlı ve sürekli olarak acı verici bir şekilde vurduğunda bunu kolayca fiziksel istismar sınıfına koyabiliyoruz. Peki, çocuğu küçük düşürücü, aşağılayıcı sözleriyle iğneleyen bir ebeveyni nasıl değerlendirmemiz gerekiyor? Fiziksel istismardan kaçınıyoruz. Peki bilinçsizce de olsa yapılan istismarın farkında mıyız?
Duygusal istismar, çocuğun bakım verenleri tarafından maruz kaldığı ve ruhsal hasara yol açabilecek tehdit, aşağılama suçlama ve reddetme davranışlarıdır (Bayraktar, 2015).
Tanımlanması zor olmasına karşın en sık rastlanılan istismar türüdür (Bayraktar, 2015). Çocuğun ruhuna bırakılan bir hasardır. Çocukta herhangi bir yara bere izi yoktur. Çocuk düzgün bir şekilde giyinir, beslenir ve okula devam eder [CNG3108- Gümüş, 2018].
Duygusal istismarın fark edilmesi kolay olmadığından dolayı görülme oranı kesinlik kazanmamıştır.
Duygusal istismar, diğer istismar türleriyle veya ihmal ile birlikte görülebileceği gibi tek başına da belirti gösterebilir. Duygusal istismarın bıraktığı zarar fiziksel istismar kadar zedeleyicidir, buna karşın belirtileri daha örtüktür (Kara, Biçer ve Gökalp, 2004).
Duygusal istismar davranışlarını incelediğimizde bunların; çocuğu reddetme, küçümseme, görmezden gelme, vaktinden önce yetişkin rolü verme, korkutma gibi eylemleri içerdiğini görmekteyiz [CNG3108- Gümüş, 2018].
Çocukluk döneminde duygusal istismara maruz kalan kişilerin yetişkinlikte; kendini sürekli eleştiren, reddedilmeye fazlasıyla duyarlı, özgüven problemi yaşayan, yetersiz hisseden, olası tehditler karşısında psikolojik olarak dayanıksız hisseden, romantik ilişkilerinde sevilmeye layık olmadığına inanan ve bu yüzden de ilişkilerinde yakınlık kurmaktan kaçınan bireyler olduğu görülmüştür (Arslan, 2016).
Tıpkı Haim Ginott’un dediği gibi “Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerlerine ne düşse iz bırakır.”
Cinsel İstismar
"Çocuk cinsel istismarı, 0-18 yaş grubundaki bir çocuğun kendisinden büyük bir yetişkin veya akranı tarafından cinsel doyum amacıyla zorla veya ikna edilerek kullanılması ya da başkasının bu amaçla çocuğu kullanmasına izin verilmesidir (Tuncer, 2018)." Cinsel istismarda çocuğun rızası diye bir durum yoktur (Bayraktar, 2015). Cinsel istismar basit cinsel istismar ve nitelikli cinsel istismar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Basit Cinsel İstismar:
Temaslı ya da temassız olan ve içe girme içermeyen her türlü cinsel davranışları içerir. İçe bir şey sokulmasını içermeyen sarılma, okşama, öpme gibi cinsel amaçlı davranışlar basit cinsel istismardır [CNG3108-Gümüş, 2018].
Nitelikli Cinsel İstismar:
Vücudun cinsel olarak tanımlanabilecek yerlerine (anal, vajinal ya da oral yoldan) organ ve/veya cisim sokulması durumudur [CNG3108-Gümüş, 2018].
Çocuk cinsel istismarının davranışsal belirtileri arasında, çocuğun yaşıtlarına ya da yetişkinlere cinsel davranışlarda bulunması, resimlerinde cinsel objelere yer vermesi, yaşına uygun olmayacak düzeyde cinsel konuları anlaması ve ayrıntılı anlatması, her türlü fiziksel yakınlığı tehdit olarak algılaması olarak gösterilebilir (Bayraktar, 2015).
Çocuk cinsel istismarının fiziksel belirtileri arasında çocuğun oturmada ve yürümede zorluk yaşaması, genital bölgesinde açıklanamayan ağrı ve/veya kaşıntı durumu gösterilebilir (Alpaslan, 2011).
Çocuk cinsel istismarının duygusal belirtileriincelendiğinde çocuğun kendini suçlaması ve utanç duyması, kendinin kötü ve kirli olduğuna inanması ve bedeninin zarar gördüğüne inanması gibi durumlar gösterilebilir (CNG3108-Gümüş, 2018 notları).
Çocuk cinsel istismarı, çocuk istismarları arasında tanısı kolay ancak tespit edilmesi ve açığa çıkması en zor olanıdır (Bayraktar, 2015).
Arslan (2016) çocuklara uygulanan cinsel istismarın bazı istisnalar dışında çoğunlukla tanıdığı ve belirli bir seviyede güvendiği büyüklerden geldiğini vurgulamıştır.
Kız çocukları cinsel istismara, erkek çocukları da fiziksel istismara daha fazla maruz kalabilmektedirler (Keser, Odabaş ve Elibüyük, 2010).
Kanada’da yapılan bir çalışmada cinsel istismar erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülürken, fiziksel istismarın kadınlara kıyasla erkeklerde daha fazla görüldüğü gözlemlenmiştir (Keser, Odabaş ve Elibüyük, 2010).
Seda Bayraktar’ın sözleriyle noktalayalım; “Çocuk: gelecek, umut, heyecan, inanç ve güveni bir arada bulunduran sevimli bir canlıdır. İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar; aydınlık karanlığı, uygarlık ilkelliği, hoşgörü ve insanlık, kin ve nefreti yok etmiştir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar; kökleri ve ait olma duyguları olmayan “kayıp ruhlar”dır.”
Hiçbir çocuğun istismara uğramadığı bir dünya hayali ile, sevgiyle kalın.
Kaynaklar:
*Alpaslan, A., (2014). Çocukluk Döneminde Cinsel İstismar. Kocatepe Tıp Dergisi, 15(2), 194-201.
[Erişim adresi: http://dergipark.org.tr/en/pub/kocatepetip/issue/17402/182223]
*Arslan, R. (2016). Çocukluk Dönemi Duygusal İstismarı ile Depresyon Arasındaki İlişkide Erken Dönem Uyumsuz Şemaların Aracı Rolüne İlişkin Bir Gözden Geçirme. Klinik Psikiyatri Dergisi,19, 202-210.
[Erişim adresi: http://www.journalagent.com/kpd/pdfs/KPD_19_4_202_210.pdf]
*Bayraktar, S. (2015). İnsanlığın Kanayan Yarası Çocuk İstismarı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.
*Bülbül, S., Doğan, S., (2016). Suça sürüklenen çocukların durumu ve çözüm önerileri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 59, 31-36
[Erişim adresi: cshd.org.tr/uploads/pdf_CSH_1529.pdf]
*CNG3108 Çocuk İstismarı ve İhmali-Aynur Eren GÜMÜŞ, 2018 Güz Dönemi ders notlarından yararlanılmıştır.
*Kara, B., Biçer, Ü., Gökalp, A., 2004. Çocuk İstismarı. Çocuk Sağlıkları ve Hastalıkları Dergisi,47(2), 140-151.
[Erişim adresi: http://www.cshd.org.tr/uploads/pdf_CSH_87.pdf]
*Keser, N., Odabaş, E., Elibüyük, S. (2010). Ana-Babaların Çocuk İstismarı ve İhmali Konusundaki Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi. Türkiye Çocuk Hastanesi Dergisi.4 (3), 150-157. [Erişim adresi: http://dergipark.org.tr/en/pub/tchd/issue/44427/550103]
*Müftü, G., (2013). Çocukların Hakları ve Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme: Bir Tarihçe. Çocuk Hakları İzlenme ve Raporlanma.
[Erişim adresi: http://www.cocukhaklariizleme.org/bir-tarihce-cocuklarin-haklari-ve-birlesmis-milletler-cocuk-haklarina-dair-sozlesme]
*Pedagoji Derneği, (t, y). Türk Ceza Kanunu’nda Çocuk.
[Erişim Adresi: https://pedagojidernegi.com/turk-ceza-kanununda-cocuk/]
*Tuncer, B. (2018). Anne Babalar için Cinsel İstismar Rehberi.
*Türkiye Cumhuriyeti Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ruh Sağlığı Dairesi Başkanlığı, (t.y.). Çocuk İhmal ve İstismarı.
[Erişim adresi: https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/ruh-sagligi/ihmal-istismar.html]
*UNICEF Türkiye Milli Komitesi, (t, y). Her Çocuk İçin: Çocuk Hakları Hakkında.
Comments